20 Aralık 2015 Pazar

Tekrar Merhaba

Tekrar merhaba...
Bu alıştığınız yazılarımdan olmayacak.
Önce sizlerden kocaman bir özür dileyerek başlayacağım...
Yazılarımdan sizi mahrum bıraktığım ve de en önemlisi yazmayı bıraktığım için...
Bende acı yaşayan diğer insanlar gibi bencilleştim ve her şeyden uzaklaştım.
Sizlerden, kalem-kağıttan, yazmaktan,
Kendimi anlatıp, sizlerle eşsiz bağ kurmaktan...
Ve daha acısı, kendimden...
Kötü şeyler yaşadım.
Birine bağlandım kör kütük, düşünemedim sonunu...
Sandım ki; "tamam oldu artık!"...
Bu defa mutlu olacağım ve beni kıskanan herkese;
"Bu sefer başaramadınız, bakın ben ne kadar da mutluyum." diyecektim...
Ama olmadı...
Bulutlardan zemine çakılmak çok acıtıyormuş be...
Kanaman, hem de oluk oluk...
Sıyrıkların, açılan kesikler çok derin oluyormuş...
Günah olmasa, ölmeyi isteyecek kadar acı.
Oysa bu sefer farklı olabilirdi her şey...
Sevebilirdik normal insanlar gibi birbirimizi.
Bırakmayabilirdik, sıkı sıkıya tutarken...
Severek vazgeçmek olur mu? derdim hep, oluyormuş.
Nefret ederken sevebiliyormuşsun.
"Sevmiyorum" diye bağırırken, onu arzulayabiliyormuşsun.
Ona zarar verirken acıyabiliyormuş,
Kaçmak isterken kendini O'nun kollarında bulabiliyormuşsun...
"Aşk" ne demek diye sormayın hiç kimseye.
Aşk her bedende farklıymış, bunu gördüm.
"Aşk" kararsız kaldığın o anmış,
İsteyip de, yapamadığın,
Kaçmak isteyip, uzaklaşamadığın,
Ölmeyi dileyip, ölemediğinmiş...
"Aşk" tarif edemediğimiz o duygu karmaşasıymış...
Aşk; arayıp da bulamadığın, bulunca da köşe bucak kaçtığınmış,
Ve son bir şey daha;
O'nu aramayın,
Çünkü Aşk; ancak kendi istediği zaman sizi bulacaktır...

Devamını Oku