22 Kasım 2013 Cuma

'Oluruna bırak...'

Hiç olmayacak bi şeyi istedin mi?
Çabalasan bile avuçlarının boş kalacağı bi şey...
Doğru yapayım derken daha beter yanlışa battığın?
'İmkansız' diye bi şey var mı gerçekten?
Senin imkansızın ne mesela?
Herkesi birden mutlu etmek imkansızmış, ben bunu öğrendim.
Bi taraf mutlaka üzülüyormuş.
Ya da iki tarafı mutlu edeyim derken, sen darman duman oluyormuşsun.
Hayatımda ilk defa yazamayacağım bi şey yaşadım.
Ne kalbim,ne ruhum, ne bedenim, ne de kalemim...
Hepsi çaresiz kaldı...
Beynim öyle dolu ki ısınıyor gibi, patlayacak sanıyorum ama yaşıyorum.
Ya kalbim; her şeyin suçlusu da o değil midir zaten?
Bu zamana kadar hep onu dinledim.
Sonu her ne olursa olsun...
Ama bu defa dinlemiyorum, dinleyemiyorum...
Dudakla kalp arasında bi yol var.
Her gün, o yolda bir sürü duygu dolanıyor.
Ama dudaklardan dökülemediği için, kalbime geri akıyor...
'Oluruna bırak...' diyor Sıla...
Dediğini yapıyorum, 'Her neyse geçsin..." diye...
Oluruna bırakıyorum...
Devamını Oku