28 Şubat 2012 Salı

Sadece beklemek..

Etraftaki tüm saatleri topladım,
Takvimlere bakmadım epeydir,
Şuan saat kaç?
Günlerden ne?
Bilmiyorum,
Zerre kadar da umurumda değil.
Etraf o kadar sessiz ki,
Her nefes alışımda ciğerlerimdeki hareketi hissediyorum.
Düşündüğüm her dakika daha fazla yok oluyorum sanki..
İçime çektiğim o şey yok artık,
Nefesim yok,
O koku yok.
Sigaraya başladım evet,
İçimdeki o boşluğu doldurmak için,
Ciğerlerimde yine bir şey hissetmek için,
Bir şeye tekrar bağlanmak için..
Yastığımda derin bir çukur oluştu,
Dağınık bıraktım odamı,
Senden kalan her şey gibi..
Korkuyorum aramaktan seni,
Sesini açtım ve uzağa bıraktım telefonu,
Aradığında hemen duyabilmek için..
Karanlıktan korkuyorum biliyorsun,
Ama kapadım tüm ışıkları,
Görmek istemedim etrafımda olan şeyleri..
Beklemek, yaşlandırıyormuş insanı,
Bir kez daha öğrendim.
Tüm kaçış yollarımı yıktım,
Bilerek ve isteyerek.
Bu defa kaçmak istemedim,
Zor olsa da,
Gelmeme ihtimalin olsa da,
Beklemek istedim..
Güneşsiz bir sabaha,
Nefessiz bir yarına uyanmak..
Beklemek işte,
Öylece, sadece beklemek..
Devamını Oku

22 Şubat 2012 Çarşamba

Masallar misali..

Ben susan insanları severim mesela,
Onların hüzünleri vardır,
Göz yaşları,
Herkesten gizledikleri..
Dudaklarında mahçup bir gülümseme oturuverir bazen,
Engelleyemezler.
Ama gerçekten mutlu oldukları anlar sayılıdır,
Gerçekten mutlu edemez çoğu insan onları.
İyi kalplidirler,
Mutluymuş gibi yaparlar çoğu zaman.
Üzmemek için karşısındakileri,
Her insan güldüğünde güzel olur elbette,
Fakat onlar bir başka güler,
Güneş açtırır cinsten.
Sana bir kez öyle bir güler ki,
Hayat boyu o gülüşü bir kez daha görebilmek için,
Paralarsın kendini.



Adarsın ömrünü uğruna,
Oysa O, yaralıdır..
Zamanında geçirdiği şeyler yüklüdür.
Kimseyi çekmek istemez o çukura,
O yüzden iter herkesi etrafından.
Yalnızlıkla evlenmiştir artık..
Ve ihanet etmek istemez ne olursa olsun ona.
Onları hayata döndürmek,
Gök kuşaklarının, güneşin farkına vardırmak biraz güçtür.
Ama eğer uğraşlarının sonucunda açarsa kendini.
Sana güvenerek..
Mutlu bir son yakalarsın, masallar misali..

Devamını Oku

21 Şubat 2012 Salı

Evet, yine mutlu bir ben..

Bak ne güzel bir gün, güneş yine doğdu batıdan,
Bir avuç yemek yedim ve bir tabak su içtim..
Sonra gezdim çimlerde,
Kopardım asfalttan bir iki demet.
Gördüğüm ilk amcaya verdim annesine götürür,
Mutlu olsunlar diye.
Sonra bir çocuğun elinden tutup geçirdim karşıya,
Ayaklarında migren varmış,
Başında ise feci bir romatizma..
Hastaneye gitmesini tembihledim,
Sende aynını yapardın biliyorum..

Sonra bir dolmuşa indim ve yürüdüm,
Uzun zamandır gitmediğim bir parka gelince, bindim dolmuştan aşağı.
Koştum biraz bankta ve yorulunca,
Biraz oturdum asfalta.
Epey üşüdüm ve paltomu çıkardım üzerimden.
Saçlarımı hep sevdiğin gibi salık topladım.
Pamuk şeker yaladım biraz, elma şekeri içtim üstüne,
Özlemişim bunları yapmayı iyi geldi.
Sonra doğudan batan güneşi izlerken öylece,
Giderken söylediğin söz geldi aklıma,
Gülümsedim..
'Bensiz yapamazsın' demiştin, kim demiş..
Senin yokluğunda her şey iyiye gidiyor.
Yani yokluğundan bu yana değişmedi bir şey, bak ben yine aynı ben..
Evet, yine mutlu bir ben..
Devamını Oku

17 Şubat 2012 Cuma

Kendimizi unutup sadece 'biz' olduk..

Temeli bozuktu belkide bu şeyin..
Çıktık katları bir biri ardına,
Büyüdükçe güçlendik sandık.
Büyük yatırımlar yaptık evet,
Zaman ayırdık bir birimize,
Yeri geldi kendimizi unutup sadece 'biz' olduk.



Değiştirdi şimdi zaman senide, beni de.
'Eski seni özlüyorum' demeye yok hakkım biliyorum.
Şimdi ise son parçalarımızı koyuyoruz,
İnşa ettiğimiz o katlara.
Kararsa sadece bizim..
Saklamalı mıyız birbirimizi kalplerimizde tekrar,
Yoksa tamamen ayırmalı mıyız yolları..
Devamını Oku

14 Şubat 2012 Salı

En iyi dostum; Sert ve şekersiz kahveler..

Gidişinin ardından bir hayli zaman geçti,
Nedenlerin zerre kadar umurumda olmamıştı o zamanlar,
Ama şimdi şimdi anlıyorum içimdeki yaraların haykırışında ki söylentileri.
İyiyim diye kandırışımın kaçıncı yılı bilmiyorum.
Bilirsin takvimlerdeki zaman hızlı akar.
Sesli düşünmedim gidişinden bu yana, olur da duyarsın diye..
Korkaklığıma ver, sen iyiyken oralarda,

Burada hala adının, gidişinin hatırlandığını bilmeni istemiyorum.
Gece saydıktan sonra koyunları,
Kaçta kaldığımı hatırlamadığım an sızıyorum öylece..
Fazlaca dönüyorum yatakta hala, çarşaf sarıyor bedenimi,
Nefesim kesildiği an sıçrayarak uyanıyorum.
Uyku en büyük düşmanımdı çünkü,
En çaresiz anımda öldürmek istiyordu adeta beni.
Uyandıktan sonraki en iyi dostum oldu sert ve şekersiz kahveler.
Bir yudum aldıktan sonra kapıyorum gözlerimi öylece..
Bazen geçmişe, bazense geleceğe gidiyorum.
Çünkü biliyorum; umutsuz düşlerimin yerini,
Umutlarla dolu yarınlarımın alacağını...
Devamını Oku

Net değildi kareler..

Nerede nasıl başladığını kestiremediğin masalların nasıl bittiğini asla unutamazsın..
Tren garıydı sanırım günlerden ise perşembe veya cuma olmalı.
Sanki eski bir video kasetinden izliyor gibi o anı,
Net değildi kareler..
Soğuktu hava yada üşüyen içimizdi sadece..
Gözlerimde silik ve çizik bir kaç kare ve kulaklarımda tren sesleri.

Bir kaç cümlemiz kalmış aklımda,
ve kocaman bavulunu sırtlayıp gidişin..
Donup kalmıştım öylece ardından, gözlerim hafif dolarak..
Şöyle bir baktın bana bir şey dememi bekler gibi,
Ne ben diyebildim kalmanı nede sen becerebildin kalmayı..
Yapamadım suçluyum belkide biliyorum ama senin gitmekle hiç mi suçun yok sanki..
Devamını Oku

Ne mi istedim?

Ne mi istedim?
Güneşli bir havada gezmek mesela,
Yada hiç bulunmamış yerler keşfetmeyi birlikte..
Şarkımız olsun isterdim, sadece ikimize ait.
Kimsenin bilmediği melodiyle, sözlerle bütünleşmiş bir müzik..
Öyle çiçek böcek istememki ben onlar sıradan, herkesi mutlu edecek türden,
Ben daha değişik şeyler planlıyorum bizimle ilgili.

Adımız birlikte anılabilir mesela,
Öyle çok severiz ki birbirimizi,
Bensiz bir yere gittiğinde, beni sorarlar sana..
Planlanmış şeyler sıkar beni,
Biraz deli dolu olmalı ilişkimiz,
Sürprizlerle, heyecanla dolu mesela..
Seni öyle çok sevmek istiyorum ki,
Dünyada iki kişilik yer olduğuna inanmak gibi,
ve beni öyle sevmeni istiyorum ki,
Unuttur bana her şeyi, herkesi..
Yaşamım kıl yaşamını, nefesini ruhunu bedenini..
Sence, çok mu geç kaldık?
Devamını Oku

Biraz umut, biraz hoşçakal var..

Ümit etmek istiyorum şimdi,
Her şeyiyle hayatımı, hayatını ve hayatımızı..
Uçsuz bucaksız bir mavilikte görüyorum,
Sonu olmayan..
Korkuyorum sonra kaybolmaktan,
Kaybetmekten seni.
Sıkıca tutuyorum ellerini,
Sığmıyor avuçlarıma ama,
Bırakmıyorum işte, bırakamıyorum..

Bana bakıyorsun gözlerini hafif kısarak,
Yüzünde o masum gülüşünle..
O gülüşün anlamını biliyorum ben,
Biraz umut, biraz çaresizlik ve birazda hoşçakal var içinde..
Avucumu açıp bir öpücük konduruyorsun tam ortaya,
Biliyorsun bundan hoşlandığımı, vee..
Gidiyorsun hafifçe dönerek arkanı.
Gitme diyecek cesareti bulamıyorum başta ve tam diyecekken kuruyor boğazım..
'Kal' diyemiyorum..
İnce bir sızı saplanırken kalbime,
Küçük bir damla gözyaşı dökülüyor gözlerimden dudaklarıma doğru..
Uyanıyorum sonra,
Kabus dolu bir geceyi daha sonlandırarak,
Monoton hayatıma bir 'günaydın' çekiyorum..
Devamını Oku