25 Temmuz 2013 Perşembe

Peki sonra ne mi oldu?

Hayal kurmak idam masası gibi aslında.
Yüzdelerle oynuyorsun.
Kazanamayacağını bile bile "Bir umut." diyorsun...



O, buradaydı.
Yanımda, yanı başımda, hatta tam karşımda...
İzlerdik bir birimizi öyle.
Gülüşlerimizi ezberledik.
Bakışlarımızın anlamlarını.
Ne yaşamış olursam olayım, ellerinden tutunca geçerdi.
Her fırsatı O'na gitmek için kullanırdım.
Yemek yiyiş şeklini, yutkunma sıklığını,
Çaya kaç şeker attığını,
Sigarayı, çakmağı kaçıncı çakış sonrası yaktığını,
İçine çekip o dumanı hapsedişini,
Ve sonra bana çok farklı bi gözle bakışını...
Bunlar gerçekti, güzeldi.
Sonra hayat, "Yeter!" dedi.
"Sana bu kadar mutluluk yeter, verdiklerimi geri alıyorum."
Gitti.
Benden değil ama uzağıma...
"Geleceğim hep." dedi.
"Fark eden bir şey olmayacak, ben hep burada olacağım."
Olmadı.
Aynı şehirde, ayrı düştük sonra.
Bir adımlık yeri; beşe, ona katladık istemeden.
Gün boyu gördüğüm adamı, haftada iki kez görmeye başladım.
Bazen bir.
Hatta bazen hiç...
İlk zamanki özlem kalmamıştı artık aramızda.
Özlemlerimiz alışkanlığa dönmüştü hatta.
Öyle ki, artık bir birimize özlediğimizi bile söylemez olduk.
"Eee sonra ne oldu?" diye soracaksınız biliyorum.
Sıkı durun cevabını veriyorum...


"Hiç bir şey...."




2 yorum:

Menderes uysal dedi ki...

Evet hayal kurmak gerçek den güzel benim hayalsiz< bir saniyem yok her dakikka bir şeyler hayal ediyorum sende güzel yazmişsın teprikler

Adsız dedi ki...

Yazılarını özlemişim :)

Yorum Gönder